Misafir Öğrenciler
TÜRKİYE’DE MİSAFİR ÖĞRENCİLERİN DURUMU
Problemlerin Çözümüne Sivil Bir Bakış: Bâb-ı Âlem Uluslararası Öğrenci Derneği
GİRİŞ
Ülkemiz son 20 yıldır dünyanın dört bir tarafından gelen öğrencilere ev sahipliği yapmaktadır. Geçen yıl itibariyle 144 ülkeden yaklaşık 22 bin öğrencinin Türkiye’de eğitim görmesi, ülkemizin eğitim merkezi olmaya başladığına delil teşkil etmektedir. Bu durumu açıklamak babından önce misafir öğrenci tanımı yapılacak ve “yabancı öğrenci” ifadesinin yanlışlığı dile getirilecektir. Ardından öğrencilerin ülkemize geliş süreçleri, statüleri, sosyal hayatları ve yaşadıkları problemler ele alınacaktır. Son bölümde ise bir sivil toplum kuruluşunun bu alanda yapmış olduğu çalışmalar özetlenecektir.
I.Misafir Öğrenci Kimdir? Yabancı Öğrenci İfadesi Ne Kadar Doğrudur?
Misafir öğrenci, Türkiye’ye eğitim almak amacıyla gelen, pasaport taşıyan ve ikamet belgesi ile oturum almış kişidir. Lise, lisans, yüksel lisans ve doktora eğitimi almak amacıyla Türkiye’ye gelen, resmi statüde “Yabanı Öğrenci” ifadesi içine giren tüm bireylere misafir öğrenci denir.
Yabancı öğrenci ifadesi, uzun yılların tecrübesine binaen, öğrenci ile aramıza daha başlangıçta bir set çekmesine neden olmaktadır. Araya aşılmaz bir yabancılık, soğukluk duvarı örmektedir. Öğrenci kendisini yabancı olarak gören kişi ve sisteme uyum sağlayamamakta, aradaki uhuvvet zedelenmekte, kaynaşma sağlanamamakta, etkileşim ve yönetişim en alt seviyeye inmektedir.
Kültürümüzde yabancılık doğrudan şüphe ve güvensizlik çağrışımı yapan bir tanımlamadır. Tam tersi misafir ifadesi ise alabildiğine sevecen, onun için elden gelen hizmetin sunulması gerektiği, tanrı misafiri olarak dini bir vazifeye müteallik bir tanımı içermektedir.
Daha işin başında bu ifadeyi değiştirmemiz gerekmektedir. Yabancı öğrenci değil misafir öğrenci çalışması yapılmalıdır. Temelde yanlış bu tanımlamadan başlamaktadır. Yabancı öğrenci tanımının misafir öğrenciye dönüştürülmesi ve sistemin bu anlayışla yeniden dizayn edilmesini öneriyoruz.
II.Misafir Öğrencilerin Türkiye’ye Geliş Süreçleri ve Statüleri
Türkiye, Osmanlı bakiyesi bir ülke olması hasebiyle her dönem eğitim almak isteyenlerin durağı olmuştur. Misafir Öğrenci ifadesinin doğmasına sebep olan tarih 1992 yılıdır. Türkiye bu tarihten itibaren yoğun bir misafir öğrenci akınına uğramıştır. 1992’den günümüze yaklaşık 80 bin misafir öğrencinin ülkemize giriş yaptığı tahmin edilmiştir. Hali hazırda 26.200 misafir öğrenci, üniversitelerimizde eğitime devam etmektedir. Türkiye’de Balkanlar, Ortadoğu ve Kafkasya başta olmak üzere, Asya, Afrika, Avrupa ve Amerika’dan yaklaşık 150 ülkeden misafir öğrenci bulunmaktadır. Ülkemize misafir öğrenciler, çeşitli kurum ve kuruluşların burslu öğrencisi olarak ya da her hangi bir burs programına dahil olmadan, kendi imkanlarıyla gelme şekliyle, iki farklı yolla gelmektedirler.
Burslu öğrenciler TCS (Türk Cumhuriyetleri ile Türk ve Akraba Toplulukları Sınavı), Hükümet Bursluluğu, İslam Kalkınma Bankası (İKB-IDB), Diyanet Vakfı ve diğer bazı kurum ve kuruluşların sağlamış olduğu bursla ülkemizde eğitim görmektedirler. Bu kategoriye giren öğrenci sayısı 11.500 civarındadır.
TCS yoluyla gelmek isteyenler, ülkelerindeki T.C. Büyükelçilik ve Konsoloslukları’na başvuru yaparak ülkemizde öğrenci olabilmektedirler. Öğrenci seçimini bizzat kendisi yapan Türkiye, Türk ve Akraba Topluluklar bölgesi olan Orta Asya, Balkanlar Kafkasya ve Ortadoğu ülkelerine kontenjan vermektedir. Hükümet Bursluluğu, Türkiye ile diğer ülkeler arasında yapılan kültürel anlaşmalar çerçevesinde yaklaşık 110 ülke öğrencisine sağlanan eğitim imkânıdır. Bursu Türkiye verirken, öğrencinin belirlenmesini muhatap ülkeye bırakmıştır.
Diyanet Vakfı, İmam-Hatip ve İlahiyat eğitimi verilmek üzere çeşitli ülkelerden burslu öğrenci getirilmektedir. İslam Kalkınma Bankası (İKB-IDB) Müslüman nüfusun azınlıkta olduğu ülkelerden, belirli kriterler doğrultusunda seçilen öğrencilerin Türkiye’de eğitim almasını sağlamaktadır. Bunun dışında çeşitli vakıf ve dernekler de imkânları ölçüsünde öğrenci getirmeye devam etmektedirler.
Yukarda sayılan burs imkânlarından yararlanamayan yaklaşık 15 bin misafir öğrenciye, kendi imkanlarıyla okuyan öğrenciler denmektedir. Uluslararası kabul görmüş sınavlar (SAT, ACT, IB, Fransa Bakalorya, Abitur, Matura ve benzeri) ve 2010’da son defa yapılan Yabancı Öğrenciler Sınavı (YÖS) gibi lise mezunlarına yapılan sınavlardan alınan puanlarla üniversitelere bireysel başvuru yapan öğrenciler, ülkemizde lisans eğitimi alabilmektedirler.
ALES sınavına giren lisans ve yüksek lisans mezunu misafir öğrenciler, üniversitelere yaptıkları bireysel başvurularla eğitim hakkı kazanmaktadırlar. ALES Türkçe bir sınav olduğu için çoğu misafir öğrenci istenen başarıyı yakalayamamaktadır. Bu sebeple uluslararası kabulü olan ALES dengi sınavlara girerek gerekli belge sağlanmaktadır.
Kendi imkanlarıyla okuyan öğrenciler açısından Türkiye’ye geliş yollarından biri de dil öğrenmek için gelme sürecidir. İstanbul Üniversitesi DİLMER veya Ankara Üniversitesi TÖMER’e kayıt yaptırarak, edinilen belge (Kabul Belgesi-Aksiptans) ile eğitim vizesi almak mümkündür. Ancak turist vizesiyle ülkemize giriş yapmış olan birinin, Türkiye’de bir öğretim programına dâhil olabilmesi için, bir eğitim kurumundan (Üniversite Dil Merkezleri- T.C. MEB’e bağlı Dil Kurslarından) Türkçe öğrenmek için kabul belgesi alarak kendi ülkesine gidip, T.C. Dış temsilciliklerinden öğrenim vizesiyle yeniden gelmesi gerekmektedir. Bu durumda öğrenciye Türkiye dışına çıkmadan, öğrenim için ikamet imkânı sağlanmalıdır. Ülkemizde halledilebilecek basit bir işlem için binlerce km yol yapıp, aylarca sonucu belli olan bir konsolosluk-büyükelçilik cevabı beklemesi anlamsız ve gereksiz bir engeldir.
Misafir öğrenciler, yukarıda belirtilen yollarla Türkiye’ye geldikten sonra, zaman kaybetmeden bulundukları illerin emniyet müdürlükleri yabancılar şubesine başvururlar. Bu başvuru sonucu ikametgâh tezkeresi alırlar. Aldıkları tezkere artık onların resmi hüviyeti yerine geçer. Pasaport yerine bu tezkerelerle kendilerine tanınmış olan haklardan faydalanırlar.
III.Misafir Öğrencilerin Sosyal Hayatı
Ülkemiz üniversitelerinin ve devlet yurtlarının yapısı sadece Türk vatandaşlarına yöneliktir. Bunda genel öğrenci kitlesi içinde misafir öğrenci sayısının az oluşunun etkisi fazladır. Kabaca ülkemizde üç milyon üniversite öğrencisi varsa bunun 26.200’ü misafir öğrencidir. Bu rakamın azlığı sebebiyle üniversitelerimiz yapılarında misafir öğrenciye yönelik hizmet veren birimler son dönemde kurulmaya başlanmıştır. Misafir öğrenci ilk günden mezun olduğu son ana kadar, kendisini anlayan ve sorunlarına çözüme yetkili, gerçek bir muhatap bulmakta zorlanmaktadır. Üniversite öğrenci işleri personeli yabancı olarak baktığı öğrencinin geliş prosedüründen başlayarak statü ve haklarını bilmemekte ve doğal olarak ta öğrencinin ihtiyaçlarına cevap verememektedir.
Üniversitelerin öğrenci işleri şubelerinde misafir öğrencilerle ilgilenecek kapasitede, misafir öğrenci prosedürünü bilen, misafir öğrenciye gerektiği gibi davranacak nezakete sahip vb. niteliklere haiz memurlar görevlendirilmelidir. Üniversiteler bünyesinde misafir öğrencilere sosyal ortam sağlayacak öğrenci kulüpleri açılmasını sağlamak, sosyal ve kültürel ortam ihtiyacını belirli ölçüde karşılayacaktır. Yurt yönetimlerinin misafir öğrencilere dair özel hassasiyete sahip olmalarını sağlamak gerekmektedir.
Aslında misafir öğrencilerin sosyal hayatı öncelikle sosyal bir kopukluk ve yabancılıkla başlar. Bu duygu özellikle ailesine açtığı ilk telefonla daha da derinleşir. Öğrenci Türkiye’ye ayak basar basmaz sudan çıkmış balığa benzer. Dilini bildiği nerede ne yapacağını bildiği bir ortamdan dilini bilmediği tek başına her hangi bir şey yapamayacağı bir ortamda bulur kendini.
Meseleyi bu boyutta ele aldığımızda Türkiye’ye gelen öğrenciler iki sınıfa ayrılır. Birincisi sivil toplum kuruluşları tarafından getirilen öğrenciler ki bunlar kendilerini hemen hazır bir ortamın içinde bulurlar. Durum böyle olunca bu öğrencilerin yeni ortama alışmaları daha kolay olur. Ama asıl zorlukları yaşayan kısım kendi imkânları ile ya da devlet burslusu olarak gelmiş öğrencilerdir. Çünkü bunlar sosyal çevre edinme konusunda sıfırdan başlarlar. Bu öğrencinin yapması gereken ilk şey dil kursuna kayıt yapmak ve ikamet tezkeresi almaktır.
Dil kursunda ilk günden itibaren kendi memleketinden ya da dilini konuşan başka öğrenci var mı diye arayış içine girerler. Karşılaştığı ilk kişi ile arkadaşlık başlar. Otobüs bileti nereden alınır, kursa en yakın şekilde nasıl gidilir-gelinir ve yemek için uygun yerler nerededir? Çokça sorulan sorulardır. Genelde bu öğrenciler arasında eğitim hayatları boyunca devam edecek bir arkadaşlık başlar.
Günler geçer, yavaş yavaş Türkçe öğrendikçe ortama uyumu artar. Artık daha özgür bir şekilde hareket edebilir. Dil kursunda tanıştığı arkadaşlar ile maça, sinemaya v.s. yerlere gidilir. Dil öğrenilen şehirde üniversiteye devam edilip edilmeyeceği önemli bir problemdir. Çünkü aynı şehirde kalındığı takdirde işler daha kolay olur. Ama başka şehre gidildiği takdirde, filmin şeridi başa alınmalıdır. Bu sefer üniversitede arayışlar başlar. Hemşeri bulunur, bulunamazsa diğer misafir öğrencilerle tanışıldıkça, “bizi en iyi biz anlarız” düşüncesi ile arkadaşlık kurulmaya başlanır.
Günler geçtikçe üniversite ortamına alışılır, sınıf ve grup arkadaşları ile tanışmalar başlar. Türk arkadaşlar ile çekinerek, “konuşursam Türkçeme gülerler” endişesi olsa da arkadaşlık ilişkileri başlamış olur. Üniversite döneminde misafir öğrencilerin öğrenci yurduna çıkma oranında artış gözlenmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden maddi tarafı bir yana, yurtlarda ders çalışma imkânının daha fazla olmasıdır. Öğrencinin kendine güvenin artmasıyla beraber Türklerle kaynaşması kolaylaşır.
Yurt hayatı misafir öğrenciler için Türkçesini geliştirmenin yanında Türkiye’yi daha iyi tanıma fırsatı verir. Çünkü Türkiye’nin her bir yanından arkadaşları olur. Daha önce ismini bile duymadığı şehirlerden arkadaş edinir ve o yerlerle ilgili bilgi sahibi olur. O da Türk arkadaşlarına kendi memleketi ile ilgili merak ettikleri şeyleri anlatır. Oradaki hayatla ilgili bilgi verir ve böylece en samimi arkadaşlıklar kurulur.
Misafir öğrencinin sosyal hayatının bir başka boyutu ise dernekler ve vakıflar ile olan ilişkisidir. Yukarda anlattığımız gibi Türkiye’ye gelen öğrencilerin bir bölümü başından itibaren dernek ve vakıflar yani sivil toplum kuruluşları tarafından getirilir. Bunlar, Türkiye’de kaldıkları süre içinde, bulundukları ortamın dışına fazla çıkmazlar. Kurdukları ilişkilerin büyük kısmı onları getiren dernek veya vakfın çerçevesindedir. Diğer yandan özellikle son yıllarda misafir öğrenciler ile ilgilenen dernek ve vakıfların artması ile misafir öğrencinin elde ettiği sosyal imkanlar artmıştır.
Öğrencilerin başta burs başvurusu ve diğer ihtiyaçları için müracaat edebileceği yerlerin çoğalması, Türkiye’yi ve Türk toplumunu tanımak için geniş bir kapı açılmasına vesile olmuştur. Bu tip derneklerin misafir öğrencileri Türklerin evlerine misafirliğe götürmesi ile bu öğrencilerin özledikleri aile ortamı bir nebze olsun giderilmektedir. Ayrıca misafir öğrencilere yönelik Türkiye’nin çeşitli şehirlerine ve bölgelerine yapılan geziler, kamplar ve diğer sosyal faaliyetlerle bu öğrencinin Türk toplumuyla kaynaşmasına ve Türkiye’yi daha iyi tanımalarına vesile olunmaktadır.
Türk toplumunun misafirperverliği ve sıcaklığı ayrıca Türkiye’ye gelen misafir öğrencilerin ezici çoğunluğunun Müslüman olmasından dolayı yaşam tarzı gelenek ve değer ölçülerinin bir olması, iki tarafın birbirlerini tanımasını büyük ölçüde kolaylaştırmaktadır. Bu alanda çalışma yapan dernek ve vakıfların artmasıyla, gelecekte misafir öğrencilerin hayatı daha da kolaylaşacak ve misafir öğrencilerin Türkiye’ye olan ilgileri artacaktır.
IV.Misafir Öğrencilerin Sorunları
Burada belirtilen sorunların ilk üç maddesi tamamen kendi imkânlarıyla okumaya çalışan öğrencilerin sıkıntılarını ifade etmektedir.
A.Kendi İmkanlarıyla Okuyan Öğrencilerin Üniversiteye Girişi
1.Başvuruların Maddi Külfeti
Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) 21 Ocak 2010 tarihli kararına binaen YÖS 2010 yılında son kez yapılmıştır. Artık her üniversite misafir öğrenciler için sınav yapacak veya öğrencinin kendi ülkesinde girmiş olduğu sınavları dikkate alacaktır. Misafir öğrencilerin okumayı düşündükleri her bir üniversite için ayrı ayrı başvuru yapmaları ve her seferinde ayrı ayrı başvuru ücretini yatırmaları gerekmektedir. Buna tercüme ve noter masrafları da eklenince, altından kalkılması zor, ciddi bir maddi külfet ortaya çıkmaktadır. Başvuru maliyetinin artması, ülkemize öğrenci gelişini zorlaştıran unsurların başında gelmektedir.
2.Sınavsız Kabulde Değerlendirme Problemi
2011-2012 Eğitim Öğretim Yılında birçok üniversite YÖK tarafından alınan 25 Ağustos 2011 tarihli karara dayanarak sınavsız misafir öğrenci başvurularını kabul etmiştir. Bu başvurularda öğrencilerin ortaöğretim diploma notları dikkate alınarak öğrenci yerleştirmesi yapılmıştır. Bu noktada tüm ülkelerin ortak bir not sistemi bulunmadığı için ve bazı ülkelerde mezuniyet ortalaması bulunmadığından ortaöğretim diploma denklik işlemelerinde bir takım değerlendirme yanlışlıkları yaşanmıştır. Örneğin bir ülkeden gelen öğrencinin not ortalaması 100 üzerinden 80 olarak denklik işlemi gerçekleştirilirken başka bir ülkeden gelen öğrencinin not ortalaması olmadığı için 100 üzerinden 100 olarak gösterilebilmektedir. Konunun değerlendirme kriterlerinin belirlenmesi şekliyle bir çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
3.Uluslararası Sınavların Kabulünde Değerlendirme Problemi
ACT, IB, Fransa Bakalorya, Abitur, Matura ve SAT, Avrupa ülkelerinde lise biterken girilen klasik sınavlardır. Sınavlardan belli puanlar alındığı takdirde üniversiteye yerleşilir. Örneğin; Fransa Bakalorya sınavından 20 üzerinden 10 almak üniversiteye girmek için yeterlidir. Çünkü sınav zordur ve akademik seviyeyi ölçer. Fransa’da Matura ve Abitur için baraj vardır. Tüm derslerden klasik sınavda 20 üzerinden 10 almak başarıdır. Abitur’dan veya Fransa Bakalorya’dan geçerli puanı alıp Almanya’da veya Fransa’da bir üniversiteye kayıt yaptırabiliyorken Türkiye’deki üniversitelere başvurulduğu takdirde, puanları veya notları değerlendirmeye alındığında kabul edilmemektedir. Yani hali hazırda; Fransa’da Bakalorya’dan 20 üzerinden 10 alınca üniversitede okunabilmekte iken Marmara Üniversitesi 12, İstanbul Üniversitesi 10, ve kimi üniversiteler ise 14 puan istemektedir. 10 puan alan bir öğrenci Fransa’da Sorbonne Üniversitesi Tıp fakültesine girmekte ama Marmara Üniversitesi’ne girememektedir. Bu sınavların değerlendirilmesi konusunda bir standarda geçilmesi, ülkemize gelecek öğrenciler açısından daha hayırlı olacaktır.
Önerimiz: Eğer Türkiye uluslararası eğitim cazibe merkezi olmak istiyorsa tüm misafir öğrenci adayları için tek tip sınav yapmalıdır. Buradaki tek tip sınavlar ülke dilleriyle yapılıp Türkiye’de herkesin mecburi 1 yıllık Türkçe öğrenim şartı konulmalıdır. Zaten TCS 12 dilde yapılmaktadır. Burada yüksek puan alanlar ülke kontenjanları doğrultusunda burslu öğrenci diğerleri için de tercihleri doğrultusunda kendi imkanlarıyla okuma hakkı tanınmalıdır.
B.Üniversite Harç Miktarlarının Yüksekliği
Kendi imkânlarıyla öğrenim görmekte olan öğrenciler için üniversite harçlarını ödemek en büyük sorundur. Misafir öğrencilerden, 2010-2011 yılında Türk öğrencilere göre tam 3-8 kat arası ödeme (İTÜ İnşaat fakültesi 5.000 TL; Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 19.240 TL) yapmaları istenmekteydi, bir ay öncesine dayanan yeni bir uygulamayla bu oran ‘en fazla 3-4 katı’ olarak değiştirilmiştir. Önceki dönem Türk öğrencilere göre 8 katı fazla harç ödeyen öğrenci yeni düzenlemeye göre en fazla 4 katı ödeme yapacaktır, önceki dönemde ödediği fazla miktar da kendisine iade edilecektir. Fakat karar uygulamaya henüz konulmamış öğrencilere de herhangi bir ödeme yapılmamıştır.
Ülkemizde üniversitelerin kendi özel yapılarını oluşturmaları ve özel çalışmalarını yapabilmeleri, daha serbest hareket edebilecekleri bir zemin oluşması için üniversitelere özerklik hakkı tanınmıştır. Tanınan özerkliğin hemen akabinde üniversite senatoları misafir öğrencilerin harçlarını artırmayı uygulamaya koymuştur. Dahası yapılan harç değişiklikleri, 2010-2011 Eğitim Öğretim yılının başlamasından bir ay sonra, öğrencilerin ödedikleri harçların yetersiz olduğu ve ilave harç yatırmaları gerektiği duyurusu yapılmıştır.
Harç konusunun bir netlik kazanması ve yüksek harç miktarlarından vazgeçilmesi, ülkemize öğrenci gelişinin artmasını sağlayacaktır.
C.Sağlık Sigortasının Öğrenci Tarafından Ödenmesi
Türkiye’ye eğitim ve öğrenim ihtiyaçlarını karşılamaya gelmiş olan öğrencilerin sağlık sigortası kapsamına alınmaları için uygulanan yeni bir yasa çıkmıştır. 25.02.2011 tarihli 27857(Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6111 sayılı Kanun ile Türkiye’de eğitim gören Yabancı Uyruklu öğrenciler Genel Sağlık Sigortası kapsamına alınmıştır. Sigorta ile birlikte gelen maddi sıkıntı öğrenci için ekstra bir sorun olmuştur. Öğrencinin SGK’ya yılda 1200 TL civarında para yatırması zorunlu hale getirilmiştir. Şu anda SGK ödemesini yapmayan misafir öğrencinin SGK borcu (gecikme zammıyla beraber) 1.411,41 TL olmuştur.
Öncelikle aylık ödemeleri gereken, yaklaşık 96 TL’yi ödeyemediklerinden misafir öğrencilerin borç hanelerindeki rakamlar yükselmektedir. Bu rakamlar gün geçtikçe kabarırken hastalanan öğrenciler biriken borçlarından korktukları için hastaneye veya doktora gidememekte ve ilaç alamamaktadırlar. Bu sorunun acilen çözülmesi gerekmektedir.
D.Üniversite Kontenjanlarının Yetersizliği
Türkiye’de bulunan 26 bin misafir öğrenci sayısını diğer ülkelerle kıyasladığımız zaman, bu sayının ne kadar yetersiz olduğunu görmekteyiz. Örneğin; Ukrayna’da 50 bin, Malezya’da 100 bin ve ABD’de 750 bin misafir öğrenci bulunmaktadır. Tüm dünyanın dikkatini çeken bir Türkiye için 25 bin rakamı, yeterli ve iddialı bir rakam değildir. Türkiye’deki misafir öğrencilerin, üç milyonluk toplam üniversite öğrenci sayısına oranı %1 dahi değildir.
Ülkesindeki üniversiteleri dünya rekabetine açmaya çalışan ülkemiz, eğer daha ekonomik ve daha cazip bir yükseköğrenim imkânı sunarsa kısa sürede misafir öğrenci sayısını artıracaktır. Bunun ilk adımı öncelikle kontenjanların arttırılmasıdır.
E.Barınma İmkânlarının Yetersizliği ve Pahalılığı
Özellikle büyükşehirlerde okuyan misafir öğrencilerin barınmalarıyla ile ilgili bir yetersizlik söz konusudur. İstanbul’da eğitim gören üniversite öğrenci sayısı 400 bini aşmışken, devlet yurtları ve özel yurtların kapasitesi 65 bin civarıdır. Kendi imkanlarıyla okuyan öğrenciler açısından bakıldığında Türkçe öğrenim ücretleri, üniversite giriş masrafları, kayıt evraklarının tercüme ücretleri, noter onayı, okul harçları, SGK primi ödemeleri derken bu masraf zincirinin diğer bir halkasını da barınma giderleri oluşturmaktadır. Ev ve yurt imkânının yetersizliğine ilave olarak ücretlerin yüksekliği ve masrafların katlanarak büyümesi misafir öğrenciler açısından ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Özellikle ev kiralama hususunda ev sahiplerinin misafir öğrencilere olumsuz yaklaşımları ve güven sorunu yaşamaları, meselenin başka bir boyutudur.
F.Mezuniyet Sonrası Ülkeden Ayrılış
Türkiye’de bir üniversiteden mezun olmuş misafir öğrenci, iki hafta içinde ülkemizden ayrılmak zorundadır. Aksi halde kaçak konumuna düşmektedir. Oysa bu derece vasıflı hale gelmiş bir öğrenciye, Türkiye’de Yüksek Lisans veya Doktora yapmayı düşünüyorsa, yapmış olduğu bir başvuruyu takip etme süresi tanınmalıdır. En azından diplomasını alıncaya kadar kalabilmeli veya diploması hızla hazırlanmalıdır. Türkiye’de eğitim alarak vasıflı bir insan haline gelmiş beyin gücünü ülkemizde değerlendirmek durumundayız. Bu tür öğrencileri ülkemizde değerlendirmek için daha cazip ortam oluşturmak zorundayız. Öğrenciye staj yapma, kamu ve özel kurumlarda belli bir süre çalışma imkanı sunulmalıdır. Öğrenciler Türkiye’den Türkiye muhibbi haliyle uğurlanmalıdır. Okulu biter bitmez kovarcasına Türkiye’den çıkarılması yıllarca eğitim almış olduğu ülkeye karşı olumsuz duygu ve düşünceler içerisinde gitmesine sebep olmaktadır.
G.Emniyette İkamet İşlemlerinin Zorluğu
Özellikle büyük şehirlerde emniyet müdürlüklerinden misafir öğrencilerin ikamet alışları çok meşakkatlidir. Öğrenci olmayanlarla aynı muameleye tabi tutulmaktadırlar. Öğrenciler, tüccarlar, işçiler, vs. tüm yabancı uyruklulara tek bir yabancılar şubesi bakmaktadır. Buna bir düzenleme getirilmelidir. Öğrenci olanlarla öğrenci olmayanlar ayrılmalı ve farklı masalardan ikamet almalıdırlar. Her ikamet yenileme döneminde bir öğrencinin iki hafta sıra beklemesi ülkemiz açısından büyük bir ayıptır.
H.Şehir İçi Ulaşım Maliyetleri
Özellikle büyük şehirlerde şehir içi toplu ulaşım araçlarında misafir öğrenciler için kolaylıklar sağlanabilir. Kayseri Büyükşehir Belediyesi misafir öğrencilere böyle bir kolaylık sağlamaktadır. Kendi imkânlarıyla ülkemizde eğitim görmekte olan misafir öğrenciler için ulaşım maliyetleri bir diğer maddi problemi oluşturmaktadır. Ülkemize öğrenci gelişinin artmasına vesile olması açısından şehir içi ulaşım konusunda destek sağlanmalıdır.
V.Misafir Öğrencilerle İlgilenmede Bir Sivil Toplum Kuruluşu Örneği:
Bâb-ı Âlem Uluslararası Öğrenci Derneği
Evrensel kardeşlik değerlerini referans alarak “Biz Bir Milletiz” sloganıyla yola çıkan Bâb-ı Âlem; farklı coğrafyalardan üniversite eğitimi almak için ülkemizi tercih eden misafir öğrencilere yönelik, gönüllü çalışmalar yapmak üzere kurulmuş uluslararası bir öğrenci derneğidir.
Derneğin temel gayesi şu şekildedir: Misafir öğrencilerin evrensel kardeşlik bilincine sahip, temel dinî bilgiler açısından donanımlı, modern dünyayı ve dünya sistemini tanıyan, organizasyon kabiliyeti yüksek, ülkesinin durumu ve ihtiyaçlarının farkında, İslam kültür ve tarihinin ana hatlarına vâkıf, farklılıklara karşı müsamahalı birer “gönüllü medeniyet elçisi” olarak ülkelerine dönmeleridir.
Bâb-ı Âlem çatısı altında Mozambik’ten Moğolistan’a, Endonezya’dan Moritanya’ya kadar 94 ülkeden 2313 öğrenci bulunmaktadır. Derneğin hedefi, ülkemizde okuyan bütün misafir öğrencilere ulaşmak ve onları da bu aileye dâhil etmektir. Bugüne kadar Bâb-ı Âlem, 55 ülkeden 799 öğrenciyi misafir ederek mezun edip memleketlerine göndermiştir.
Bâb-ı Âlem, bünyesindeki öğrencilere eğitim ve rehberlik hizmeti vermenin yanında, öğrencilerine maddi ve manevi destek sağlamayı, öğrencilerin karşılaştığı her türlü sıkıntıda onlarla beraber olmayı görev edinmiştir. Dernek 2004 yılından bu yana Fatih’teki merkezinde çalışmalarını yürütmektedir.
Derneğin faaliyetlerini şu başlıklar altında toplayabiliriz:
1)Eğitim Faaliyetleri; Divan Seminerleri, Türkçe Öğretim Etkinlikleri, Üniversite Hazırlık Seminerleri, Arapça, İngilizce, Web Tasarım, Tiyatro, Proje çalışma grupları, Kitap tahlil grupları, Fotoğrafçılık gibi seminerlerin yanında Temel Dini Bilgiler ve Kuran-ı Kerim eğitimleridir. Ayrıca öğrencilerin yazılarından oluşan Sefine isimli bir düşünce ve kültür dergisiyle birlikte, dünyanın dört bir yanında konuşulan dillerde yazılmış şiirlerin örneklerinin sunulduğu, El-Sine isimli bir şiir dergisi yayınlanmaktadır.
2)Sosyal Faaliyetler; Uluslararası Öğrenci Buluşmaları, piknikler, ülke tanıtım ve yemek günleri, sportif turnuvalar, sinema günleri, bayramlaşma programları, yurt içi geziler, İstanbul içi kültür gezileri, fikir önderleri ziyaretleri, öğrenci evleri ziyaretleri gibi aktivitelerden oluşmaktadır.
3)Rehberlik Hizmetleri başlığı altında öğrencilere üniversite başvurusu, bölüm tercihi, okul kaydı, ders seçimi, staj ve kurs yönlendirmesi gibi konularda rehberlik yapılmaktadır. Bunun yanında barınma ihtiyaçlarının karşılanması, ulaşım, iletişim ve sağlık sorunlarının çözülmesi gibi birçok hususta danışmanlık ve rehberlik hizmeti verilmektedir. Yıl boyunca düzenli olarak öğrencilere burs imkânı sağlanmaktadır.
4)Birimler oluşturularak komisyon toplantıları gerçekleştirilmektedir. Dernek bünyesinde eğitim, sosyal çalışmalar, tanıtım, mezunlar, dergi çalışmaları gibi komisyonlar oluşturulmuş ve bu komisyonlara misafir öğrenciler dâhil edilmiştir. Komisyonlar haftalık toplantılar gerçekleştirmektedirler. Bu çalışmalarda misafir öğrenciler ekip halinde çalışma, bir işi başlatıp sonuçlandırıp rapor ve arşiv tutma gibi çeşitli meziyetler kazanmaktadır.
5)Gönüllü ülke temsilcileri toplantıları düzenlenmektedir. Dernek bünyesinde ülke ve özerk bölgelerden 78 misafir öğrenci temsilcisi bulunmaktadır. Her ay düzenli olarak öğrencilerin belirlediği gündemlerle toplantılar gerçekleştirilmektedir.
6)Mesleki Kulüpler aracılığıyla aynı meslek dalında eğitim gören öğrenciler bir araya getirilmekte, eğitim alanları ile ilgili mesleki eğitim seminerleri yapılmaktadır. Mesleğinde uzman kişiler öğrencilerle bir araya getirilerek tecrübe paylaşımı yapılmaktadır. İlahiyat, sağlık, iletişim ve iktisatçılar kulüpleri mevcuttur.
7)Ülke birlikleri, misafir öğrencilerin kendi ülkelerinden gelen öğlencilerle birlikte dayanışma ve kaynaşmasını hedefleyerek kurulmuş yapılardır. Kuruluşuna katkıda bulunulan 25 ülke birliği mevcuttur. Bu birlikler aracılığı ile öğrencilerin aralarında bir kardeşlik hukuku geliştirmelerini sağlamak, ülkeleri ile Türkiye arasındaki ilişkilere katkıda bulunmak, karşılaşabilecekleri problemlere çözümler üretmek hedeflenmektedir.
8)Üniversite Kardeşlik Birimi ile dernek merkezli çalışmaların yanında, misafir öğrencilerle üniversite ortamında bir araya gelinmektedir. Ayrıca eğitim hayatlarını dar bir sosyal çevrede tamamlayan misafir öğrenciler için sosyal aktiviteler düzenleyerek, onlara eğitim hayatları boyunca yaşayacakları şehri ve ortamları tanıtarak, eğitime adaptasyonlarına katkıda bulunmak istenmektedir.
9)Yurt ve Barınma konusunda misafir öğrencilere yardım edilmektedir. İstanbul’da ve Anadolu’da bulunan özel yurtlarla iletişim geliştirerek, yurt talebi olan öğrencilere referans olmak suretiyle özel yurtlara kabul edilmelerini sağlamaktayız.
10)Kardeşlik Grubu toplantıları ile her ülkeden bir temsilcinin katıldığı oturumlar düzenlenmekte ve ülkelerdeki sosyal ve kültürel yaşam incelenmektedir.
11)Umre Organizasyonu ile dernek her yıl başarılı öğrencilerden bir grubu ödüllendirmektedir. İki haftalık süreçlerle 10-12 kişilik gruplar halinde umre gerçekleştirilmektedir.
12)Yaz Eğitim Kampları, kendi ülkelerinde eğitim gören ve yaz tatilini İstanbul’da geçirmek isteyen öğrenci grupları için düzenlenmektedir. Bu bağlamda Arnavutluk, Irak, Sudan, Bosna Hersek ülkelerinde bulunan üniversitelerden öğrencilere yaz kampları düzenlenmiştir.
13)Mezunlar Birimi; dernek faaliyetlerine katılıp Türkiye’de eğitimini bitirmiş, 55 ülkeden 779 mezuna hitap etmektedir. Ülkelerine dönen mezun öğrencilerle irtibatı sürekli tutmak için düzenli olarak telefon görüşmeleri yapılmaktadır. Bölgelere ve ülkelere Türkiye’den giden ekiplerle oradaki mezun öğrenciler arasında görüşmeler tertip edilmektedir. Her yıl mezuniyet programları düzenlenmekte ve misafir öğrenci yıllığı çıkarılmaktadır.
14)Üniversitelerle yapılan ortak projeler kapsamında Gazikent Üniversitesi ile beraber çalışılmış ve 16 ülkeden öğrenci getirilmiştir. Öğrenci seçimi, resmi süreç takibi ve burs ihtiyaçlarının karşılanması konuları, dernek tarafından üstlenilmiştir. Okan, Bilecik ve Gazikent Üniversiteleri’nin kendi bağlantılarıyla getirdiği Somali’li öğrencilerin bir yıllık Türkçe eğitimi döneminde kurs, barınma, burs ve diğer tüm maliyetlerinin karşılanması ile resmi süreçlerinin takibi dernek tarafından gerçekleştirilmektedir.
İstanbul’da bulunan misafir öğrenci sayısı 7500’dür. Diğer öğrenciler ise Türkiye’nin değişik illerine dağılmıştır. Bâb-ı Âlem Uluslararası Öğrenci Derneği yanında İstanbul’da misafir öğrenci çalışması yapan diğer derneğin adı Sefire-i Âlem Uluslararası Öğrenci Derneği’dir. Ülkemizin diğer illerinde de Bâb-ı Âlem benzeri çalışma yapan misafir öğrenci dernekleri bulunmaktadır. Bunlar:
Konya’da Mevlana Uluslararası Öğrenci Derneği
Eskişehir’de Yunus Emre Uluslararası Öğrenci Derneği
Bursa’da İpek Yolu Uluslararası Öğrenci Derneği,
Kayseri’de Kayseri Uluslararası Öğrenci Derneği
Ankara’da Asma Köprü Uluslararası Öğrenci Derneği
İzmir’de İzmir Uluslararası Öğrenci Derneği
Isparta’da Gül Dünya Uluslararası Öğrenci Derneği
Samsun’da On Dokuz Mayıs Uluslararası Öğrenci Derneği
SONUÇ
Ülkemiz tarihinden gelen geniş ufuğa sahip olduğunu kanıtlayacak nitelik ve nicelikte misafir öğrenci eğitim ve öğretiminin çok gerisindedir. Bunun gerektiği noktaya ulaşmasını sağlamak için kamu ve özel tüm kurum-kuruluşların, tüzel ve özel kişilerin imkânlarını seferber etmek en önemli ödevdir. Mevcuttan ideale uzanan bu sürecin hayata geçebilmesi için yabancı tanımlamasından misafir anlayışına geçmek ve tüm aşamaları bu anlama binaen inşa etmek gerekmektedir. Anlayışın değişmesiyle işleyiş değişecek ve nihayetinde ülkemize daha fazla sayıda, daha kaliteli insan gelecek; daha kaliteli bir eğitimin sonucunda da dünya standartlarının çok üstünde evsaflara haiz mezunlarımızı dünyanın hizmetine sunmuş olacağız.
Eğitim merkezi olarak Türkiye ifadesi, ancak bu şartlarda güzel bir anlam ifade edecektir.
10.12.2011
Mehmet Ali BOLAT
Bâb-ı Âlem Uluslararası
Öğrenci Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
iyi gönler
ben suryia den benım 5 arkadaşlerım Turkça dili okumak istiyorlar sizda korsular var mı?ve ne zaman ver?
arkadışlerım hiç turkça bilmiyorlar sadıca Arapça dili
taşakkurler.
Merhaba .ingilizce icin ogrenci evinde misafir etmek uzere arkadas ariyirum .yardimlariniz icin tesekkurler…