Dernek Başkanımız İHH'nın Sudan Çalışmasına Katıldı
İHH, Darfur’da göçmen kamplarında derme çatma çadırlarda yaşam mücadelesi veren mültecilerin barınak sorununa çözüm bulmak için hayata geçirdiği “barınma projesi” kapsamında 43 evin açılışını gerçekleştirdi.
2003 yılından beri silahlı çatışmalara sahne olan Darfur’da milyonlarca insan göçmen kamplarında yaşıyor. Bölgede yaşanan çatışmalardan dolayı Niyala merkezdeki kamplara sığınan mültecilerin şartları oldukça yetersiz, suya ulaşımları da sorunlu. Çadırı olmayan aileler derme çatma yerlerde yaşıyor. İHH İnsani Yardım Vakfı da göçmen ailelerin barınak sorununa çözüm bulmak amacıyla bir ev projesi hayata geçirdi.
Niyala’nın dışında bulunan Amgonya bölgesinde 74 ev olarak planlanan projede 43’ünün yapımı tamamlanırken diğerlerinin de hazırlığı ve yapımı sürüyor.
Tamamlanan 43 evin açılışı için 2014 Ramazan çalışmalara kapsamında Darfur’a giden İHH ekipleri ve devlet erkanlarının da katılımıyla bir tören düzenlendi.
Törenin ardından İHH tarafından yaptırılan evler gezildi. Evler kamıştan örülmüş hasırlarla yapılmış. 3×3,5 metre ebadına iki odalı, çatısı branda ile örtülü evlerin 200 metrekare genişliğinde avlusu bulunuyor. Kamışlardan örülmüş hasır malzemeyle yapılan evlerin çatı kısmı çadır branda ile örtülü, zeminleri ise hasır ile kaplı. Evler Türkiye şartlarında oldukça basit olsa da buraya göre fazlasıyla geniş ve müreffeh, bölgedeki diğer evlere göre de oldukça lüks duruyor.
İHH ekibiyle bölgeye giden Bâb-ı Âlem Genel Başkanı Ali Arıkmert, Darfur’da yaşanan çatışmalardan dolayı Niyala merkezdeki kamplara sığınan köylülerin tekrar köylerine dönmeleri için bu projenin oldukça önemli olduğunu belirterek, “Çünkü insanlar hala korkuyor. Bu proje onları köylerine dönüşleri konusunda cesaretlendirecektir” dedi.
Burada insanlar kamplarda kaldığı sürece sürekli almaya, hazıra ve tüketmeye alışıldığını kaydeden Arıkmert, “Halk köylerde tarım ve hayvancılık yaparak bir şekilde geçimlerini sağlayabiliyorken şehirde veya mülteci kamplarında üretime dair hiçbir şey yapamıyorlar. Sürekli almaya ve tüketmeye alışıyorlar. Tembellik ve atalet ur gibi büyüyor” diye konuştu.
BM kontrolündeki mülteci kamplarında ahlaki yozlaşmanın ve zararlı alışkanlıkların yaygınlaştığı ifade eden Arıktmert, “Bütün bu problemler uzun vadede çözülmesi mümkün olmayan sonuçlara doğuracaktır. Bu yüzden haklın köylere dönmesi için yapılan bu proje çok önemseniyor” dedi.
Arıkmert,bölgede acil ve kalıcı proje olarak eğitim, sağlık ve su gibi üç temel alanda ihtiyacın öncelikli olduğunu sözlerine ekledi.
Vakıf projeyle ayrıca bölgede okul, su kuyuları, cami açmayı da planlıyor.
DARFUR’DA İNSANİ KRİZ
Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde ise 2003 yılından beri çatışmalar yaşanmakta olup bölge ciddi bir insani krize sahne olmaktadır. Yaklaşık 2 milyon insanın göçmen haline geldiği Darfur bölgesindeki sorunun çözümü için Katar’da bir takım görüşmeler yürütülmektedir ancak bölgede güç sahibi olan büyük silahlı gruplar bu görüşmelerde yer almamaktadır. Darfur bölgesi kabileler arasında ve Sudan ordusu ile isyancı gruplar arasında yaşanan yoğun silahlı çatışmalar nedeniyle istikrardan uzaklaşmıştır. Bölgedeki istikrarsızlık Sudan’ın geneline de farklı şekillerde yansımaktadır.
Dünyanın neredeyse unuttuğu Darfur aslında Afrika’daki en büyük insani krize sahne olmaktadır. Yaklaşık 500 bin kilometre karelik bir alanı kapsayan Darfur bölgesi adeta açık hava kampını andırmaktadır. Sadece 2013 yılı içinde yaşadığı yerleşkeyi terk etmek zorunda kalanların sayısı 380 bin dolaylarındadır. Darfur genelinde 3.5 milyon insan yardım ihtiyacı içinde yaşamaktadır. Faşir, Zalince, Niyala, Cenine, Ed Daein gibi büyük şehirlerde çok büyük sayılarda göçmen kamp alanlarında yaşamaktadır.
2014’ün ilk aylarında Güney ve Kuzey Darfur’da yaşanan sıcak çatışmalar 215 bin insanın evlerini terk etmesi ile sonuçlandı. Özellikle Um Gunya, Khor Abeche ve Saraf Omra gibi kırsal yerleşkelerde Sudan ordusu ile isyancı gruplar arasında yoğun çatışmalar yaşandı. Evlerini terk edenler daha güvenli yerlerde yeni bir yaşam başlatmak için kamplara sığınmak zorunda kaldı. 2003 yılından bu yana Darfur’da yaşanan çatışmalar çok büyük bir insani krize yola açarken bu krizin çözümü maalesef mevcut şartlar içinde pek mümkün gözükmüyor.