Afrika'da Elmas Ticareti Ve İnsan Hakkı
Afrika bir elmas cennetidir. Dünya elmaslarının yarısından fazlası Afrika’da çıkmaktadır.
Yüzlerce yıldır bu elmasların hem çıkarılması hem ticarete sunulması hem de gözde mücevher mağazalarına ulaşması, insanlık tarihinin en kanlı süreçlerinden birinin yaşanmasına neden olmuştur. Afrika’da egemen yönetimler ile yönetimlere isyan eden militan grupların en önemli egemenlik sahalarından biri olan elmas madenleri üstünden yapılan savaşlar, aynı zamanda ülkelerin egemenlik savaşlarının bir türüdür. Elmas savaşları sırasında yönetimlere isyan eden militan gruplar buldukları madenleri çoğunlukla silahla ele geçiriyorlardı. Ardından tecavüz, köpekle kontrol etme, kol ve bacak kesme, küçük yaşta çocukları kaçırma gibi işkencelerle halk madenlerde çalışmaya zorlandı. Sierra Leone ve Angola başta olmak üzere Afrika ülkelerinde ve geri kalmış birkaç ülkede ülkenin fakir insanları çok zor sağlık şartlarında çalıştırılarak elmas çıkartılıyordu. Daha da kötüsü bu ülkelerde hüküm süren iç savaş büyük elmas şirketleri tarafından destekleniyordu. Bu ülkelerde zor şartlarda çalışmayı veya asker olup savaşmayı kabul etmeyenlerin elleri kesiliyordu. Bu yüzden ülkelerde nüfusa göre sakat olma oranı bir hayli yüksektir. Son yıllarda bu yaşanan insanlık dramına karşı elmas için yeni bir sınıflandırma tanımı ortaya çıkmıştır. Bu sınıflandırmaya göre 2 çeşit elmas vardır, bunlar savaş (conflict) ve savaş-dışı (conflict-free diamond) elmaslardır. Savaş (conflict diamond) elmasları adından da anlaşılabileceği gibi elmas şirketlerinin desteğiyle ülkede iç savaş çıkartılarak ve ülkenin insanları çok zor sağlık koşullarında zorla çalıştırılarak elde edilmektedir. Savaş-dışı (Conflict-free) adı verilen elmaslar ise çıkarılırken çalıştırılan insanlar sağlıklı koşullarda ve ücretli olarak çalıştırılmakta, aynı zamanda ülkede herhangi bir çatışma veya iç savaşa neden olmamaktadır.
Sadece Sierra Leone’de hükümet karşıtı Birleşik Devrimci Cephe’nin 20 bin kişinin dilini, kolunu, dudağını veya kulağını keserek sakatladığı ve 75 bini aşkın kişiyi öldürdüğü biliniyor. Birleşmiş Milletler ‘kanlı elmas’ı şu şekilde taraf ediyor: “Uluslararası alanda tanınan veya yasal hükümetlere isyan eden grupların hâkim olduğu alanlardan çıkarılan elmaslar.” Ancak insan hakları örgütlerinin bu tanıma itirazı var çünkü onlar, hükümetlerin de bu ticarete destek verdiğini söylüyor. Hatta insan hakları savunucuları bu elmasın kadınlara takılmasını sağlayan, aralarında De Beers’in de olduğu birçok şirketin de bu kana bulaşmış olduğu görüşünde. Örneğin Angola’daki iç savaş sırasında De Beers’in eski ortaklarından Joe de Deker’in ayrılıkçı örgüte 1993-1997 yılları arasında silah sağladığı bilinen bir gerçek. Araştırmalara göre Doğu Avrupa’dan getirilen silahlar karşılığında 6 milyon dolarlık elmas şirketin Belçika’daki merkezine gönderilmişti. Zaten De Beers de sadece 1992 yılında yasal ve yasal olmayan yollardan Angola’dan 500 milyon dolar değerinde elmas satın aldığını kabul ediyor. Benzer bir şekilde Demokratik Kongo Cumhuriyeti (DRC) elmas madeni bolluğu sahip olmasına rağmen , ülkede 5 milyondan fazla kişinin ölümüne sebep olmuştur. Benzer problemler farklı boyutlarda diğer Afrika ülkelerde de yaşandı ve bu problemler hala varlığını göstermektedir.
Kimberley Süreci Sertifika Sistemi, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin öncülüğünde 5 Kasım 2002 tarihli “Interlaken Deklarasyonu” ile oluşturulmuş olan ve elmas ticaretinin kontrol altına alınması suretiyle çatışma bölgelerinden çıkarılan elmasın yasadışı ticaretinin önlenmesini amaçlayan bir sistemdir. Bu sistem çerçevesinde, belirlenmiş ilkeler uyarınca belgelendirilmemiş elmasın ticaretine izin verilmiyor. Bu anlaşmadan sonra ciddi bir oranda elmas kaçakçılığı azalmıştır. Ama bazı bilgilere göre, hala kaçak elmas ticareti yapılmakta ve belgelenmemiş elmas piyasaya sunulmaktadır. ABD’de hala bu belgelenmemiş elmasların satıldığı iddia ediliyor. Afrika’nın elmas sahibi ülkelerinde çok kâr elde etmek isteyen şirketler ve gruplar küçük yaştaki çocukları, ücretsiz veya az ücretle çalıştırdılar ve bu durum azalsa bile hala bazı ülkelerde devam etmektedir. Bu insan hakkı ihlallerine rağmen insanlardan faydalanmaktadırlar. Bu olaydan yola çıkılarak kurgulanan ‘Kanlı Elmas’ (Blood Diamond) adlı film, Sierra Leone’deki yasadışı elmas ticaretini etkili bir biçimde seyirciye sunmaktadır. Filmde, elmas madenlerindeki insanlık dışı çalışma koşullarından, çocuk askerlerin zorla silahlı çatışmalara itilmesinde de bahsedilmektedir.
Temam Nebi | Etiyopya, Elektrik Mühendisliği Mezunu
helal olsun kardes. bu tamamen gercektir.
Dünyadaki geri kalmış bütün ülkeler,dikkat edin, yeraltı zenginidir.Sözde medeni batı,kargaşa çıkararak,halkı birbirine kırdırarak,zavallıları sömürmektedir.Batı,keşifler öncesi açlıktan kıvranırken,keşiflerle,sömürgeciliğe,dolayısıyla,zenginliğe kavuştu.Bu zenginlikle,buluşlar,sanayi devrimi,daha da kuvvetlendi.Sömürge ülke halkı,eğitimsiz,hasta,cahil,fakir bırakıldıki başkaldıramasın.Kanlı Elmas filmini bende izlemiştim.Elmasın yerini tutan birçok ucuz taş var,elmasa talep olmazsa para da etmez,ama o bilinç kadınlarda varmı?Şu internet bilgiye ulaşmak isteyen için,okyanus gibi ,insanlar buharika buluşla kendilerini geliştirmek istemiyorlar.