19. Yüzyılda İngiltere'nin Hint-Bengal Medrese Sistemine Etkisi
Lord Macaulay Hint-Bengal bölgesindeki hedeflerini şu sözlerle açıklamaktaydı: “Buradaki insanlar kan ve renk olarak Bengal ve Hintli olacak; ancak düşünce, kültür ve estetik bakımından İngiliz gibi yaşayacak!”
Eğitim Birimimizin önemli çalışmalarından birisi olan “Bâb-ı Âlem Tez Sunumları” programının ikincisi 4 Kasım Cumartesi günü Saat 17:00’de Bangladeşli kardeşimiz Abdullah Al-Mamun tarafından sunuldu.
Doktora öğrencimiz Abdullah Al-Mamun “19. Yüzyılda İngiltere’nin Hint-Bengal Medrese Sistemine Etkisi: Lord Macaulay Eğitim Politikası” konulu tezini bize sundu. Tezinin isminden de belli olacağı üzere İngilizlerin özellikle Hint bölgesindeki eğitim üzerine etkisi anlatılmaktadır. Bu tezde daha çok o dönemin Bengal bölgesinin eğitimi üzerine işgalci İngilizlerin eğitim politikalarının etkisi araştırılmıştır.
Abdullah ilk önce eğitim kavramının ne olduğu üzerine durdu ve eğitim kelimesinin İslam geleneğinde ne manaya geldiğini açıkladı. İslam geleneğinde eğitim terbiye, talim ve te’dÎb anlamlarına geldiğini ifade etti. Fakat modern Batı geleneğinde eğitim genel anlamda “iyi” insan yetiştirmektir. Başka bir deyişle iyi bir vatandaş yetiştirmektir amaç. Bu iyi kelimesi önemli; yani iyi vatandaş derken iyi işçi, iyi öğretmen, iyi bir doktor vs. yetiştirmektir.
Dönemimin önemli İslam coğrafyası olan Bengal bölgesindeki eğitim üzerine İngilizlerin etkisine gelince, İngilizlerin asıl amacı iki şekilde bir etki bırakması söz konusu idi. Birincisi filli sömürü bittikten sonra bile Hint-Bengal bölgesinde kalıcı bir fikri işgalin devamının sağlanması. İkincisi kan ve renk olarak Bengal bir Müslüman kişiden düşünce ve zevk itibarıyla İngiliz birini ortaya çıkartması. Hâlihazırda her iki amacında gerçekten de başarılı olmuş gözükmektedir.
İngilizler bunu yapmak için Müslümanların ders sisteminde her şeyden önce ders müfredatlarını karıştırıp değiştirdiler. İkinci olarak resmiyette İslami ilim merkezlerine yönelik ekonomik baskı uygulandı. Bunun sonucunda Müslümanların eğitim merkezleri bir bir işlevsiz hale geldi. Daha da kötüsü Müslümanlar İngilizler tarafından kurulmuş ve devlet tarafından desteklenen eğitim kurumlarına da başvurmayıp durumları iyice kötüleşti. Bunların sonucu olarak Müslümanlar uzun vadede devlete önemli yerlere de gelememeye başladı.
Abullah Al-Mamun aynı zamanda dönemin misyoner faaliyetlerine de dikkat çekerek özellikle İngilizler tarafından oluşturacak olan yeni eğitim müfredatında misyonerlerin ne kadar büyük elli olmasına işaret etti.