Bâb-ı Âlem ve Mihmandar Öğrencileri Trakya’da
24 ülkeden 44 kişinin katılımı ile gerçekleşen programa cumartesi sabahı Üsküdar’dan Mihmandar ile başladık. Fatih’te Bâb-ı Âlem öğrencilerini de alarak Edirne’ye doğru yola çıktık. Kahvaltımızı yolda muhabbet ve kaynaşma ile yaparak Selimiye Camiine ulaştık. Öğrencilerimizle öğle namazını eda ettikten sonra Selimiye Camii ve büyük usta Mimar Sinan hakkında öğrencilerimizi bilgilendirdik.
Öğle yemeğinde bize ev sahipliği yapan Edirne Akmercan Anadolu İmam Hatip Lisesi yöneticileri ve okul müdürü Yasir Boz ile liseli öğrenciler ve misafir öğrencilerimiz hakkında istişarelerde bulunduk. Yasir Hocamıza teşekkür edip bir daha ki gezi için sözümüzü de aldık.
Edirne merkezindeki iki önemli camiyi öğrencilerimize tanıtmadan olmazdı. Bizde önce Eski Camii daha sonra Üç Şerefeli Camiini öğrencilerimize tanıttık. Eski Camii Edirne’de zamanımıza ulaşmış ilk orijinal abidevi yapı olarak da bilinir. Mimarı Konyalı Hacı Alâaddin, kalfası ise Ömer ibn-i İbrahim’dir. Caminin iki minaresi bulunur. Osmanlı tarihinde Fetret Devri diye anılan dönemde Süleyman Çelebi tarafından 1403 yılında inşasına başlandı. I. Mehmed tarafından 1414’te tamamlandı. II. Murat döneminde Edirne’ye gelen ve Camiye girerek vaaz verdiği Söylenen Hacı Bayram Veli’nin anısına duyulan saygı nedeniyle vaaz kürsüsü imamlarca kullanılmamaktadır. Ayrıca Kâbe’den getirildiği rivayet edilen ve mihrabın sağında bulunan Kâbe tası, özel bir ziyaret noktasıdır.
Eski Camiinden yürüyerek Üç Şerefeli Camiye vardık. Üç Şerefeli Cami, Edirne’deki Osmanlı döneminden kalma camidir. Kimin tarafından hangi tarihte yaptırıldığı tartışmalıdır. Bazı kaynaklar yapım tarihi olarak 1447 yılını da vermektedir. Mimarı; Mimar Sinan’ın ustası Müslihiddin Ağa’dır. Daha önce yapılan camilerden ayrı olarak geniş bir şadırvan avlusu vardır. Orta kubbesi yüksek ve büyüktür. Açılma gücüne karşı sekiz payandası vardır. Caminin dört minaresi avlunun dört köşesindedir. Bu minarelerden en yüksek ve üç şerefeli olanı, camiye adını vermiştir. Bu şerefelerin her birine ayrı merdivenle çıkılır. Öğrencilerimiz tarafından ilgiyle karşılanan bu caminin ardından öğrencilerimize Edirne çarşısını gezmeleri için serbest zaman tanıdık.
Selimiye Camiinde öğrencilerimizle buluşarak ünlü II. Beyazıd Külliyesine doğru yola çıktık. Öğrencilerimize bu külliyeyi tanıttık: II. Bayezid Külliyesi, İkinci başkent konumundaki Edirne’ye darüşşifa kavuşturmak amacıyla Sultan II. Bayezid tarafından 1484-1488 yıllarında Mimar Hayreddin’e yaptırılmıştır. Bir cami, tıp medresesi, imaret, darüşşifa, hamam, mutfak, erzak depoları ve diğer bölümlerden oluşur. Darüşşifanın hemen yanındaki İkinci Bayezid Camii, 20,55 m çapında tek bir kubbesi ve iki minaresi olan anıtsal bir yapı olarak öğrencilerimizin dikkatini cezbetti. Edirne’nin ünlü köprüsü Meriç’te akşamüzeri öğrencilerimizle çay içip hasbihal ettikten sonra Tekirdağ yollarına düştük.
Tekirdağ’da bizleri karşılayan Tuder Başkan Yardımcısı Şükrü Öztürk bizleri misafir etti. Pazar sabahı TUDER derneğimizin organize ettiği sabah namazı programına katılıp Osmanlı eseri olan Tekirdağ Orta Camini ziyaret ettik. Kahvaltının ardından Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesini öğrencilerimize tanıtma fırsatımız oldu. Meraklı gözlerle üniversiteyi inceleyen öğrencilerimiz Rektör Prof. Dr. Osman Şimşek bizleri misafir etti. Rektör beyle hasbihalin ardından TUDER dernek merkezimi ziyaret edip Tekirdağ’da ki misafir öğrencilerimiz ile kaynaştık. Güzel ev sahipliği için TUDER Dernek Başkanımız Rahim Celep ağabeye teşekkür edip gezimizi sonlandırdık.